Tag Archives

Archive of posts published in the tag: Gülen Cemaati

Gülen Cemaati ve Müslüman Kardeşler: Yükseliş ve Düşüşleri | Ahmet Kuru

Gülen Cemaati ve Müslüman Kardeşler’in son on yılda yaşadıkları yükseliş ve ani düşüş hakkında mistik açıklamalardan komplo teorilerine kadar değişik fikirler ileri sürüldü. Bu iki grubu karşılaştırmalı çerçevede ele almak her ikisini de daha rasyonel bir bakışla inceleme olanağı sunmaktadır. Dahası, bu grupların…

“Hepimiz İslamcıyız” | Özgür Koca

İslamcılık modern dönemde Müslüman toplumların problemlerinin devlet aygıtının dini bir formasyon kazanması ile çözüleceğini savunan İslami hareketlerin ortak özelliğidir. Bu açıdan İslamcılık çok geniş bir sahada karşımıza çıkmakta, sadece parti kurarak siyaset yapmak ile sınırlı olmayıp, bütün İslami tarikat ve cemaatleri de içeren…

Cemaat Hala Neden Varlığını Sürdürüyor? | Ahmet Kuru

“Hizmet bizim çocuğumuz gibi, insan çocuğunu evden atar mı?” Bu sözleri söyleyen misafirimin hislerine saygı duymakla beraber farklı düşündüğümü söylemeyi de vicdani bir borç bildim. “Çocuğunuz değil de babanız gibi düşünün; 20, 30, hatta 40 yaşına gelmiş bir bireyin babası hala kendi evini…

Kültleşme Konusu: Gülen Cemaati Örneği | Gökhan Bacık

Londra merkezli Hizmet Çalışmaları Merkezi’nin direktörü İsmail Sezgin bir analizinde Gülen Cemaati’nin karşı karşıya olduğu büyük tehditlerden birisinin kültleşmek olduğunu belirtmiştir. Sezgin’e göre Gülen Cemaati halihazırda bir kült değildir ancak böyle bir riskten bahsetmek de gerekmektedir. Sezgin, 18 Şubat 2018 tarihli Twitter mesajında…

AKP ve Cemaat | Ahmet Kuru

2007 yılında “Gülen Hareketi ve AK Parti” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Yazıda hareket ile partinin ulusalcılara karşı ortak hareket ettiklerini iddia ediyordum. Bu ortaklığı da ulusalcıların dışlayıcı laikçiliğine karşı olmaları ve Avrupa Birliği çizgisinde küresel entegrasyonu desteklemeleri çerçevesinde ele alıyordum. On yılda…

Sivil Toplum, Türkiye ve Cemaatler | Savaş Genç

Jürgen Habermas’a göre kamusal alan özel yaşamın noktalandığı ve bireyin sosyal hayata ve tartışmalara katıldığı, yani görülebilir olduğu alanda başlar. Sivil toplum yapıları da özerk, demokratik, özgür, katılımcı ve şeffaf olabildikleri ölçüde kamusal alan içinde alternatif fikirler üretip kamu politikalarına ve toplumsal gelişime…